FOTOĞRAF SANATINDA GÜNCELLİĞİNİ KORUYAN SOSYAL TİPOLOJİLER

FOTOĞRAF SANATINDA GÜNCELLİĞİNİ KORUYAN SOSYAL TİPOLOJİLER

TİPOLOJİ NEDİR?

Platon (427-347) idealar öğretisini geliştirirken idealar ve görüngüler / fenomenler ayrımını yapmıştır. Platonun öğrencisi Aristotales (384-322) “bilimsel bilginin ne olduğunu”(Gökberk1979:11-12) araştırdığı süreçte, bilgiyi sınıflandırma ve her sınıfı da alt dallara ayırarak tanımlama yöntemi ile gerçek bilgiye ulaşmıştır. Birbirine benzer özellikler taşıyan nesnelerin bir araya gelerek bütünü oluşturmaları, bütünle olan bağların belirlenmesi esastır. Tipoloji Yunanca typos = karakter ve logos = bilim sözcüklerinin birleşiminden oluşmaktadır. Günümüzde “özellikle sosyal bilimlerde, ortak özellikler taşıyan birimlerin oluşturduğu topluluklara yada tiplere dayalı gruplandırma”(Britannica 1993:27) yöntemi olarak tanımlanan ve uygulanan tipoloji yöntemi ile fenomenler ve örnek durumlar arasında ilişkiler kurularak çeşitli çıkarımlara ulaşılmaktadır. Her tip, bir yada daha çok özelliğin temsilcisi olabilir, bir gurubun tip olarak kabul edilebilmesi için aranılan niteliklerin çoğuna sahip olması gerekir. Araştırmacının amacı doğrultusunda, eldeki verilerin sıralanması ile tipoloji yaratılır.Bu sayede inceleme ve çalışmanın sınırları belirlenir.

TİPOLOJİ VE FOTOĞRAF İŞBİRLİĞİ

1839 yılında Fransız Bilimler akademisinde Louıs Jacques Mande Daguerre (1787-1851) (http:// www.homepace.montana.edu/~photohst ) tarafından geliştirilen bir görsel kayıt aracı dünyaya tanıtılıyordu. Yüzyıllardır bilinen Camera Obscura ile kimya ve optik alanındaki gelişmelerin bir arada değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan senteze Daguerreotype adı verilmişti. Daguerreotype gümüş iyodür kaplı bir levhanın (bakır veya cam) karanlık kutu içinde pozlandırılıp cıva buharı ile geliştirilmesinden oluşan bir görüntü saptama tekniğidir. Elde edilen sonuç pozitiftir. Tek nüsha olarak saptanabilen gerçek dünyaya ait görüntüler büyük bir heyecan yaratmış ve bu aracın geliştirilmesi, sınırlarının keşfi için çok yönlü araştırmalara girişilmiştir. Birkaç yıl içerisinde William Henry Fox Talbot (1800-1877) ( http:// www.r-cube.co.uk/fox-talbot ) tarafından kağıt kullanılarak geliştirilen negatif – pozitif görüntü elde edebilme yöntemi, fotoğrafın çok geniş bir alanda kullanımını sağlamıştır.Dünyanın güzelliklerini fotoğrafla keşif organizasyonlarından, bilimsel araştırmalara dek her alanda üretilen fotoğraflar gerçeklik algısının / kavramının değişmesine ve yeni bir tüketim kültürünün doğmasına öncü oluyordu.

Zamanla kayıt hızının ve görüntü keskinliğinin artması, 1854 yıllında André Adolphé Disdéri tarafından geliştirilen Carté de Visite (bir makine üzerine yerleştirilmiş 4-6 objektif ile aynı kart üzerinde elde edilen 4x6cm. görüntüler),yönteminin sağladığı kolaylıklar, fotografik tipolojilerin zeminini hazırlamıştır. 1860’lı yıllardan itibaren polis ve askeri kayıtlarda küçük boy portre fotoğrafları kullanılmaya başlanmış, Fransa’da “Polis Fotoğraf Servisi 1872’de kurulurken.,1878 yılında Salpétriére hastanesinde kurulan fotoğraf servisi sayesinde patoloji örnekleri, ilaç denemeleri, psikolojik davranış özellikleri, kadavra incelemeleri vb. saptanıp arşivleniyordu”.(Frizot 1998:260-269) Fotoğraf kullanarak tipoloji oluşturma yöntemini formüle eden kişi ise Alphonse Bertillon(Fr.1853-?)’dur. 1879 yılında emniyet müdürlüğünde fişleri kopyalama işinde çalışmaya başlayan Bertillon, geliştirdiği antropometrik ölçüm tekniği ile suçluların kol açıklığı, ayak ölçümü vb. 10 ayrı noktadan aldığı ölçümlerle birlikte, vücudun beşte bir oranı ile baş ve gövdeyi cepheden ve sağ profilden olmak üzere fotoğraflayarak dosyalıyordu. Homojen ışık altında, hiçbir optik müdahalede bulunmadan çekilen fotoğraflarda, özne / kişi doğrudan kameraya bakmaktadır.1888’de Adli Kimlik bölümünü yönetmeye başlayan Bertillon’un ifadesiyle yöntemin “güvenilirliği”(Parry 2001:24) pek çok adli olayla kanıtlanmış ve aynı yöntemle akıl hastanelerinde hastalık çeşitleri ile dış görünüm bağlantıları üzerine, hapishanelerde suç çeşitleri ve fiziksel bağlantıların ilişkilerini çözmeye yönelik çok sayıda tipoloji çalışmaları yapılmıştır.

Bilimsel ve resmi amaçlar dışında fotoğraf ve tipoloji yöntemini bir araya getiren Alman fotoğrafçı August Sander (1876-1964) olmuştur. Bir maden işçisi iken, çalıştığı madene gelen fotoğrafçı sayesinde fotoğrafla tanışan Sander, çeşitli fotoğraf stüdyolarında çalıştıktan sonra 1903 yılında kendi stüdyosunu kurar.1. Dünya savaşında fotoğrafçı olarak görev yapar. 1920’lerde ressam dostlarının yönlendirmesi ile 20.yy. insanını konu alan “20th Century People” sergisini açar. Büyük ilgi gören sergi, bir yayıncının önerisi ile her cildinde 5.000 fotoğrafın yer alacağı uzun soluklu bir projeye dönüşür.Projenin amacı, yeni bir yüzyıl başlangıcında Alman toplumunun profilini saptamaktır. Sander, Alman toplumunu “entelektüeller, işçiler, zanaatkarlar, bağımsız çalışanlar, köylüler, din adamları ve askerler”(Pierro 1989:8) olarak yedi sınıfa ayırmıştır.Her bir sınıf da kendi içinde, alt dallara ayrılıyordu. Çalışmanın ilk kitabı “Zamanın Yüzü” adıyla 1929 yılında yayınlandı. Sander’in “yanılmaz, kesin doğru gözü ve duyguları neyin tipik neyin alışılmadık olduğunu ayırt ederek, yüzyılın ilk otuz yılında Alman insanının sosyal durumu ve ruhundan oluşan emsalsiz bir portre galerisi”(Sergiusz 2003:190) yarattı. Çalışmaları Gestapo tarafından izlenen Sander, tutuklanarak 50 bini aşkın negatifine de el konuldu, çünkü fotoğraflar dönemin politik söylemlerini yalanlıyordu. Daha sonra küçük bir kasabaya yerleşen Sander ve çalışması unutuldu. 1980 yılında elde kalan fotoğraflar “People of The 20th Century” adıyla albüm ve sergi olarak yeniden gün ışığına çıkarıldı.

Sander fotoğraflarını çekerken ( Bkz. Fot.1) homojen ışık kullanarak doğabilecek her türlü dramatizasyonu engelliyordu.Fotoğraflanan kişiler doğrudan kameraya bakmakta, özel bir poz vermeden bulundukları mekanda ayakta veya oturur biçimde görüntülenmektedir. Sander’in görüntüleme kriterleri; 1920-30 yılları arasında etkin olan Yeni Nesnellik akımının, nesneyi özne konumunda değerlendiren, yalın görsel yorum ve sunumunun tekrarıdır. Susan Sontag’ın ifadesiyle “Sander’in fotoğraflarında herkes yerli yerindedir, kimse kaybolmuş, kısıtlanmış ya da kenara itilmiş değildir” ”(Sontag 1993:75) Sander’in bakışı övgü, ya da eleştiriye fırsat tanımayacak kadar tarafsızdır. Bu niteliklerinden ötürü fotoğraflar bir araya geldiğinde, bilgi verici detaylar, sosyolojik, fizyolojik benzerlikler ve farklılıklar ön plana çıkıyordu.

1955 yılında 24- Ocak / 8-mayıs tarihleri arasında New York Modern Sanatlar Müzesi (MOMA) açılan “The Famıly Of Man” sergisi, 68 ülkeden 273 fotoğrafçının 503 fotoğrafını bir araya getiriyordu.Fotoğraflar tüm kültürlerde sevgi, çocuk, ölüm temalarına göre sınıflandırılmış ve 2. dünya savaşı sonrasında insanlığın yeni yüzünü saptamayı amaçlıyordu.Sergiyi organize eden MOMA fotoğraf bölümü sorumlusu Edward Steichen “bilinen dünyadaki insanlığın eşsiz aynası”( http://www.moma.org/research/archives) diyerek tanımladığı sergi, sekiz yıl boyunca altı kıtada 37 ülkede sergilendi.

“The Famıly of Man 2” (http://www.familyofman2.com) projesi Leica Kullanıcıları Gurubu (LUG) girişimi olarak 2000-05 yılları kapsamında hayata geçirildi. Projenin amacı; 1. Gelen milenyumu kutlamak, 2. Steichen’den 50 yıl sonra insanlığın halini saptamak, 3.Leica M sisteminin 50. yılını kutlamak olarak belirlenmiştir. Tüm dünyadan Leica M kullanan fotoğrafçıların oluşturdukları seriler – Andrew Nemeth “Western Shopping”, Joe Englander “Bhutan Faith” gibi – yıllarına göre ve seçkiler olarak internet aracılığı ile paylaşılmaktadır. Projenin bütünü 2006 yılından itibaren açılacak sergiler ve yayınlanacak albümlerle izleyicilere ulaşacaktır.

“Famıly of Man” sergileri temelde tipoloji oluşturmak adına gerçekleştirilmiş çalışmalar değildir. Fotografik görüntüleme yöntemleri özgürdür. Ancak tüm dünyadaki kültürlerden insanların yaşamlarına ait fotoğraflar; din,çocuk, sevgi,aile vb. temalar altında toplanmakta ve fotoğrafların sayısal çokluğu, değişik amaçlı tipolojilerin oluşturulmasına kaynak sağlamaktadır.

ÇAĞDAŞ FOTOĞRAF VİZYONUNDA SOSYAL TİPOLOJİ UYGULAMALARI

1960-80’li yıllarda tüketim kültürünü kaynak alan Pop-Art sanat akımının ve performans, happining gibi aktif dışavurumlarla kolaj , enstalasyon vb. düzenlemelere ağırlık veren sanat akımları sonucunda, sanat kavramı çok yönlü sorgulanarak, yeniden tanımlanmıştır. Bu akımlardan biri olan Post-modernizm’in, zamanla kapsamı genişleyerek günümüz sanat anlayışının ana karakteri haline gelmiştir.Post-modern çerçevesinde sanatçı, zaman, mekan, tarih sınırlamalarından bağımsız olarak yapıtlarında biçim ve metin uyarlamaları, sanat disiplinleri arasında geçişler yapabilmektedir. Bunun yanı sıra geçmiş yıllarda denenmiş ve etkileri, anlam ilişkileri bilinen ifade biçimleri tekrarlanarak, güncel yeni bağlamlar yaratılabilmektedir.Bu açıklamalar ışığında Alman fotoğraf sanatçısı Wilmar Koenig (1952,Berlin)’in (http://www.zonezero.com) 1975-77 yılları arasında gerçekleştirdiği “Porträts 1975-77” serisinin August Sander’in vizyonunu temel aldığını görebiliriz. Portreleri (Bkz.Fot. 2- 3) çekilen kişiler yaşadıkları mekanlarda, oturarak ve kameraya bakar şekilde görüntülenmiştir. Fotoğraflarda isim, şehir, yaş, meslek vb. bilgiler belirtilmemiştir. Bizler fotoğrafların yer aldığı, “Deutsche Fotografie der 50er bis 80er jahre in Ost Und West”, katalogdan Alman oldukları kanaatine varıyoruz. Ancak bunun bir önemi yok, çünkü fotoğraflarda yer alan kişilerin, giyimleri, odalarının dekorasyonu bize, onların yaşam seviyeleri, ekonomik durumları, kültürel düzeyleri hakkında ipuçları vermektedir. 1975-77 yıllarına ait Alman toplumunun küçük bir sentezi olan fotoğraflar, günümüzde de anlamlarını yitirmemiş ve bir dönemin belgeleri niteliğini de kazanmışlardır.Bir diğer Alman fotoğraf sanatçısı Thomas Struth (1954 Geldren) ( Struth 1994), 1973-78 yılları arasında Dusseldorf Sanatlar akademisinde eğitimi tamamladıktan sonra çalışmalarına aynı kentte devam etmektedir. Hocaları Bernard ve Hilla Becher’in sistematik vizyonunun açık izlerinin görüldüğü fotoğraflarında, 1980’lerde eş zamanlı geliştirdiği temalar olan kentler, müze iç mekanları ve aileler serileri 2000’lere dek uzanmaktadır. 1986-1992 arasında tamamlanan aileler serisi,( Bkz.Fot.4-5) yakın dostları ve gittiği ülkelerdeki farklı ailelerin fotoğraflarından oluşmaktadır. Fotoğraflanan aile bireyleri evlerinde veya bahçelerinde, ayakta ya da oturarak doğrudan kameraya bakarak poz vermişledir. Fotoğraflarda yer alan kişilerin kimliklerine ait açık bilgiler yer almamakta sadece aile isimleri, kent ve tarih belirtilmektedir. Homojen ışık koşullarında üretilen fotoğraflarda sessizlik ve huzur hakimdir. Fotoğraflar izleyici tarafından öncelikle ortak manevi değerler boyutunda algılanmakta, karede yer alan görsel verilerden aile hakkında genel çıkarımlarda bulunabilmektedir.Tipoloji yöntemini ve August Sander’in görüntüleme kriterlerini yineleyen bir diğer fotoğrafçı da Nicolas Faure’dir. (Faure 1995) Sanatçının 1995 yılında tamamladığı çalışma, Canada’nın merkeze bağlı uydu kenti Meyrin’de, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelerek yaşamlarını burada devam ettiren ailelerin fotoğraflarını kapsamaktadır. Meyrin, birbirinin aynı apartman blokları, yeşil alanları, meydanları ile modernizmin getirdiği bir monotonluğu sergilerken buraya Şili, Çin, Hindistan, Norveç, Hollanda, Kore, Filipinler, Yunanistan vb. ülkelerden göç etmiş olan kişiler ile çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli kozmopolit bir hayata ev sahipliği yapmaktadır. Faure, stüdyo aydınlatması ile çektiği fotoğraflarında aileleri, (Bkz.Fot.6-7) günlük yaşam alanlarında ve onların anavatanlarına ait eşyalarla görüntülemeye özen göstermiştir.Fotoğraflanan aileler doğrudan kameraya bakmaktadır ancak rahat tavırları, gülümseyişleri vb. unsurlar, izleyiciyi sarmakta, görsel paylaşımı kolaylaştırmaktadır. Fotoğraflarda yer alan nesneler, bazı ailelerin giymeyi tercih ettikleri yerel giysiler vb. bize her ailenin sahip olduğu kültürel zenginlikler-farklılıklar hakkında bilgi vermenin ötesinde, sahip oldukları potansiyel güç ile Meyrin’in gündelik yaşamını nasıl yönlendirdiklerini de anlatmaktadır. Her bir fotoğrafla birlikte sunulan metinde, ailenin Meyrin’e geliş öyküsü, meslekleri, hayata bakışları, beklentileri okuyucu ile paylaşılmakta böylece ailelerin ve kent yaşamının profili tamamlanmaktadır.Ahmet Sel (1956 Gaziantep), ( http://www.penceredergisi.com…. htpp://www.ahmetsel.com) 1990-2000 yılları arasında Sipa haber ajansı büro şefi olarak yaşadığı Moskova’da gerçekleştirdiği “Moskova İnsanları” serisinde, (Bkz.Fot.8) toplumun her kesiminden insanı evlerinde veya çalışma ortamlarında görüntülemiştir.Tek başlarına doğrudan kameraya bakarak poz veren kişilerin eğitim, gelir düzeyleri, çalışma ve yaşam koşulları hakkında verilen bilgiler, albümdeki fotoğrafların bilgi verici değerleri ile birlikte bize günümüz Rusya’sının ayrıntılı bir panoramasını çizmektedir. Sel’in 2003 yılında gerçekleştirdiği Afganistan-Kabil serisi de ( Bkz.Fot.9) aynı kriterlere sahiptir ancak uzun süreli bir savaştan geriye kalanları ve Afgan insanın durumunu tüm açıklığı ile gözler önüne sermektedir.Sosyal tipoloji kapsamında gerçekleştirilen en geniş ölçekli fotoğrafik çalışmayı, Alman kökenli,yaşamın Paris’te sürdüren reklam ve moda fotoğrafçısı Uwe Ommer (1943), ( http://www.norton.org/exhibit/archive/families.html ) yapmıştır. Unıcef sponsorluğunda, 1999 – 2000 yılları arasında tamamlanan projede “beş kıtadan 130 ülkeye mensup 1255 aile” (Baykam 2002:13-17) fotoğraflanarak, “1000 Famılıes, The Famıly Album of Planet Eartht”(Taschen,2000) başlığı ile bir araya getirilmiştir. Ommer, fotoğraflarını stüdyo aydınlatması altında, ailelerin evlerinde yada bahçe veya sokaklarında çekmiştir. ( Bkz.Fot. 10-11) Fotoğraflar çekilirken görüntülenen ailelerin arkasına beyaz bir fon yerleştirilmiştir, bu fon hem aydınlatma ekipmanını gizlemekte hem de insanları çevre koşullarından ayrıştırarak özelliklerinin ön plana çıkmasını sağlamaktadır. Fotoğraflanan aileler; yerel giysileri içinde, aile kavramlarına dahil ettikleri her şeyle –akrabalar, komşu çocukları, hayvanlarından, bisikletlerine dek- birlikte, ayakta ve kameraya bakar şekilde fotoğraflanmışlardır. Albümde ve sergi esnasında fotoğrafların altında, fotoğraflanan ailenin adı, kimliği, ülkesi, ülkenin haritası, nüfus bilgileri ve kişi başına düşen yıllık pay, okur yazar oranı vb.. dökümler yer almaktadır. Albüm ve sergilerde, Afrikalı 15 kişilik bir aileden, Kuzey Avrupalı eşcinsel aileye dek dünyanın her ülkesinden, her kültüründen insanlar bir araya getirilerek, Milenyum’da “aile” ve “hümanizma” kavramları yeniden tanımlanmıştır.

 SONUÇ

1) 20.yüzyıl başında, 1920’lerde, Alman toplumunun fotoğraflarla dökümünü yapan August Sander, tipoloji yöntemi ile Yeni Nesnellik sanat akımının görüntüleme ilkelerini bir araya getirmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen görsel veriler, amacının çok ötesinde sosyolojik gerçeklerin belgesine dönüşmüş, bu sayede Sander’in geliştirdiği fotografik ifade biçiminin gücü kanıtlanmıştır.

2) Metin kapsamında verilen örneklerden de anlaşıldığı gibi, tipoloji yöntemi ile fotoğraf sanatının birlikteliği günümüzde yetkin bir biçimde kullanılmaya devam etmekte ve elde edilen sonuçlar, sadece bir fotografik kayıt değil günümüz toplumlarının ekonomik, sosyolojik, siyasal, kültürel yapısının sistematik dökümüne kaynaklık etmektedir.

3) Aynı yöntemi kullanarak serilerini oluşturan fotoğraf sanatçıları farklı ülke ve kültürlerden gelmektedir. Çalışmalarını kendi ülkelerinde olduğu gibi başka ülkelerde de aynen sürdürebilmektedirler. Bu da sanat ve sanatçının “coğrafi sınır”ların ve zaman – tarih kısıtlamalarının ötesinde olduğunun kanıtıdır.

4) Çalışmalar kapsamında üretilen fotoğraflar bütün olarak değerlendirildiğinde; insan , birey, aile, kültürel farklılıklar, özgürlük, sevgi, paylaşım, hoşgörü, yaşama hakkı vb. tüm moral değerlerin yeniden tartışılmasına, karşılaştırma ve eleştirisine dolayısı ile yeniden tanımlanmasına olanak sağlamaktadır.

5) Tipoloji yöntemi temel alınarak geliştirilen fotoğraf serileri, farklı bilim ve sanat dalları ile ilişkili yeni sentezlere kaynak sağlamaktadır.

 KAYNAKLAR

_ SEL, Ahmet,2003, Moskova İnsanları, İstanbul: Y.K.Y., 3.Baskı,

_ FAURE, Nicolas, 1995,Citizens of The World – Meyrin, Commune de Meyrin,

_ PROF.GÖKBERK, Macit,1979,Felsefenin Evrimi, İstanbul: M.E.B. Devlet Kitapları, M.E.B. yay.,

_ FRİZOT, Michael, 1998,A New History of Photography, , Kologne: Taschen

_ SONTAG,Susan,1993,Fotoğraf Üzerine, İstanbul: Çev: Reha Akçakaya, Altıkırkbeş Yay,

_PARRY, Eugenia, 2001,Bir Albüm Dolusu Cinayet, İstanbul: Oğlak yay., ,

_ OMMER, Uwe,2000, 1000 Families, The Family Album Of The Planet Eartht, Köln: Taschen,

_ BAYKAM, Sibel, “Dünyanın Aile Albümü”, Skala Dergisi, Şubat 2002, sayı;10, İstanbul :Artist Yay., End.,

_ BAJAC, Quentin, 2003, Karanlık Odanın Sırları, Fotoğrafın İcadı, İstanbul: Çev: Ali Berktay, Y.K.Y.

_ STRUTH,Thomas,1994 , Strangers and Friends Photographs 1986-1992, Münich: Shirmer/Mosel Verlag,

_ SERGİUSZ,Michalski, 2003, New Objectıvıty, Taschen

_ANA BRİTANNİCA , 1993 , İstanbul : Ana Yay, C ilt;21, sf;27

_DR.RACNİCCi,Pierro, “Introductıon to August Sander’s Work and His Exhibition” Munıch: Goethe Institude, 1989,

 

_ http://www.penceredergisi.com

_ http://www.zonezero.com

_ http://www.goethe.de/ins/sg/pro/artphoto

_ http://www.ahmetsel.com

_ http://www.parages.ens.fr

_ http://www.moma.org/research/archives

_ http://www.familyofman2.com

_ http://www.artnet.com

_ http://www.the-artists.org

_ http:// www.r-cube.co.uk/fox-talbot

_http:// www.homepace.montana.edu/~photohst

FOTOĞRAFLAR

YRD.DOÇ.DR. IŞIK SEZER

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ

FOTOĞRAF BÖLÜMÜ