GEZİ DERGIİLERİNİN FOTOĞRAFIN YAYGINLAŞMASINDAKİ ROLÜ

GEZİ DERGIİLERİNİN FOTOĞRAFIN YAYGINLAŞMASINDAKİ ROLÜ

19.yüzyılın ilk yarısında demiryolları, buharlı gemi, telgraf vb. icatlarla beraber dünyanın coğrafi keşifleri de hız kazanmıştı. Bu dönemde, 1839’da fotoğrafın icadı ile artan hareket olgusuna eklenen görsel kayıt, yepyeni bir çağın müjdecisi oluyordu.
Louis-Jacques Mande Daguerre (1787-1851) tarafından geliştirilen Daguerreotype; gümüş. iyodür kaplı bir levhanın (bakır veya cam) karanlık kutu içinde potlandırılıp cıva buhar ile geliştirilmesinden oluşan bir görüntü saptama tekniğidir. Elde edilen sonuç pozitiftir. Fransız Bilimler Akademisinde 1839’da dünyaya duyurulan Daguerreotype, çeşitli coğrafya kurumları, dernekler ve ticari kuruluşlar adına çalışan seyyahların yüklerinde 15 ila 40 kg. bir artışa neden oldu. “Eşyanın gerçeğinin bu eşyanın röprodüksiyonuna aktarılmasından yararlanan” fotoğrafın gücünü, ilk önce algılayan kişilerden biri olan bilim adamı Arago’nun cesaretlendirmesi ile başta Noel-Marie Lerebours olmak üzere, pek çok kişi de foto grafik keşiflere çıkarlar. Lerebours Fransa ve İtalya’yı görüntülerken,Frederic Goupil-Fesque ve ressam Horace Vernet 1830’ların soranlarında Suriye ve Mısır’ görüntülüyorlardı.Pek çok daguerreotypist de Avrupa’yı keşfediyorlardı.Elde edilen daguerreotype’ler daha sonra illtistratörler tarafından yeniden çiziliyor ve albümler oluşturuluyordu.Bu albümlerin ilki Lerebours tarafından 1842’de “Excursions Daguerrierınes Villes Et Monuments Les Plus Remarquables De Globe”(Gezi Daguerreotypeleri:Yeryüzünün En Kayda Değer Kentleri ve Anıtları)adıyla yayınlanmıştır. Bunu, Nodier ve Taylor’un “Les Voyages Pittoresques et Romantiques dans L’ancierıne France” (Tarihi Fransa’da Romantik ve Pittoresk Yolculuklar) ve Kont Alexandre Laborde’nin “Voyage en Orient” (Doğu’ya Seyahat) albümleri izlemiştir.
1842 yılında William Henry Fox Talbot(1800-1877),calotype veya Talbotype olarak adlandırılan prosesinin patentini aldığında, gezi fotoğrafçılığı da büyük ivme kazanmıştı. Calotype; önce deniz suyu eriğine sonra da gümüş nitrata batırılarak elde edilen ışığa duyarlı kağıt yüzeyin pozlandırılması ile alınan negatif görüntünün, daha sonra balmumu eriği ile şeffaflaştırılarak pozitif görüntü üretebilme özelliğini taşıyordu. Calotype kullanımında tekniği geliştirerek yaygınlaşmasında etkili olan kişi, Talbot’un asistanı olan Reverend George Bridges’tir. Bridges 1846-52 arasında İtalya ve Mısır’a ait 150’den fazla Calotype üretti. 1849 Kasım’ında Mısır’a ilk resmi arkeoloji gezisini düzenleyen Maxime du Camp yanına Calotype prosesini aliyordu. 1852’de Felix Teynard Mısır gezisinden döndüğünde yanında yüzlerce Calotype vardı.
Gezilen yerlerin tanımlanması adına çekilen kent görüntüleri citiscape fotoğraf türünün temellerini oluşturuyordu. Aynı dönemlerde Amerikan İç Savaş sonrası yerleşime açılan yeni bölgelerinin fotoğraflarını çeken Timothy O’Sullivan, Charles Weed, Charleton E.Watkins v.d. görüntüleri Amerikan birlik ruhunu desteklerken aynı zamanda Landscape fotoğraf türününkriterlerini inşa ediyorlardı.William McFarlane ve Arthur Feldman’in Kızılderilileri saptamaları günümüze etnografik veriler sunarken, kameralarını sosyal yaşama çeviren Disderi’den Abdullah Biraderlere kadar pek çok fotoğrafçı ile birlikte belgesel (documentary) fotoğrafın ilkelerini oluşturuyorlardı.
İlk hava fotoğrafını 1858’de çeken Gaspard Felix Tournachon (1820-1910) bilinen adıyla Nadar, 1862’de “les Memories de Geant’da (Devin Hatıraları) balondan çektiği Paris görüntülerini yayınlıyordu.
1869’da Dunmore ve Critcherson Boston’dan yola çıkarak 1875’de Kuzey Kutbunu keşfediyor ve ilk fotoğraflarını çekiyorlardı.
“Ben başladım… beni izlemek, yeni ve başka yollar açmak ve tanımlanmış. bir amaca ulaşmak diğerlerine kalıyor.” Diye “la sous de marin” adlı makalesinde yazan Fransız zooloji profesörü Louis Bouton 1893’te ilk sualtı fotoğrafını çekmeyi başardı. Bouton bu fotoğrafı su geçirmez bir bakir zırh içinde 180 kg.lık bir makine, bu ağırlığı suda dengelemek için 50 galonluk bir fıçı desteği ile ıslak levhayı 30 dakika pozlandırarak çekmiştir.
Çekilen bu inanılmaz güçlükler sonucunda elde edilen fotoğraflar albümler halinde yayınlanıyor ve çok büyük bir taleple karşılanıyordu. Tüm bu çabalar ve ilgiyi sadece fotoğrafın cazibesi ile açıklamamız imkansızdır. Baştan sona dünyayı tanıma, keşfetme ve görsel kayıtlarını saptama ediminde, insanın kendini arama-bulma, yeniden tanımlama ve aşma cabası itici güçtür. Sürekli değişim içinde olan insanın izleri, doğada ve mekansal olgularda daima yenilenerek varlığını korur. Bu nedenledir ki, farklı kültür ve coğrafyalardaki yaşamların görsel keşfi ilk albümlerden bugüne süregelen aynı amaçlı yayınlar aracılığı ile, aynı heyecan ve ruhla izlenmektedir. Bu izlerin görsel kanıtı fotoğraf ise, ilk günkü işlevini, estetik ve içerik bağlamında, korumaktadır. Günümüzde, turistik amaçlı kitap, broşür, kente özel albümler, şehir rehberleri ve gezi-turizm dergileri olarak çok geniş bir yayın yelpazesinde kullanılan fotoğrafların, “straight” fotoğrafın sağlam temellerine dayalı olduğu gözlemlenmektedir. Bu yayınlar aracılığı ile:

Okuyucunun farklı kültür, coğrafya ve mekanlara yakınlığı artar.

İzleyicinin, fotoğraf kültürü, seçici gözü geliştiği gibi algi düzeyi yükselir.

Turizm amacı içerse de ülkelerin, kentlerin, doğanın, görsel envanterleri daima yenilenir.

Turizm hareketlerinde yönlendirici rolü ile alternatif tatil olanaklarının tanıtılmasında etkilidir.

Yüzyıl başında Durremantt’in belirlediği gibi “fotoğraf gezeğenimizi hepimizin anavatanına dönüştürdü. Çünkü anavatan sadece bir imaj olarak sunulabilir…”
Yukarıdaki nitelikleri bünyesinde barındırmasının ötesinde 1888 yılında coğrafya alanındaki bilimsel araştırmaları desteklemek amacıyla Amerika Birleşik Devletlerinde kurulan National Geographic Society derneği, 1890 yılında da National Geographic Magazin’i yayınlamaya başlayarak bir ilke imzaatmıştır. Temelde eğitim amaçlı, popüler bir bilimsel yayın olması amaçlanan National Geographic, içeriği ve yapılanma sisteminin yanı sıra fotoğraf kullanımına verdiği önem ile gelecekteki pek çok gezi dergisine model olmuştur. Bilim adamları, kaşifler ve mucitlerden oluşan yönetici kadrosu daima fotoğrafı destekleyerek dergide basım bir konuma gelmesini sağlamışlardır. 20. Yüzyıl başında uluslararası tanınmış yazarlar ve bağımsız fotoğrafçılar dergi için foto-röportajlar hazırlıyorlardı. Bunların arasında Roland W.Reed, Vittoria Sella, Hugö Brehme, Baron von Gloaden, Lehnert-Landrock gibi isimler vardı. Hazırlanan dizilerin bir kısmi yayınlanmasa dahi arşivlerde korunarak gelecek kuşaklar için önemli bir yol gösterici oldular. Dergide, dünyanın coğrafi, arkeolojik, etnografik zenginlikleri bilimsel bir açıdan sentezlenerek her türlü canlı yaşam biçimi mercek altına alınmıştır. Geçmiş ve bugün arasında daima bağlantılar kurularak sosyal yaşamın gelişimi saptanmıştır. Dünyadaki kirlilik sonucu ortaya çıkan ekolojik problemler 1980’den itibaren National Geographic’de yer almaya başlamıştır.
Ayni zamanda National Geographic, teknik olarak sürekli yenilenen siyah-beyaz ve renkli laboratuar olanakları ile fotoğrafik gelişimin izlenmesinde ve yaygınlaşmasında daima oncu olmuştur. 1910 yılında ilk elle renklendirilen fotoğraflar dergide yayınlanmaya başlarken, 1914 yılında ilk autochorome görüntüler de yine National Geographic’de basildi. Dergi 1960 yılından itibaren tamamıyla autochrome kullanımına dayalı renkli fotoğraflarla yayın hayatini sürdürdü. Sinirli ve istikrarlı fotoğraf kadrosu ve benimsenen politikaların uzun vadeli gelişimlere acık olması sayesinde National Geographic bu gün 14 milyonun üzerinde baskıyla 170 ülkede izlenmektedir. Bu sayıya Nisan 2001’de Türkiye de dahil olmuştur. National Geographic, 113 yıl içerisinde yeryüzü, gökyüzü ve denizleri araştırma ve kesif amaçlı 6500’den fazla projeyi hayata geçirip, fotoğraf ve belgesel filmlerle destekleyerek bir ekol olma kimliğini sürdürmektedir.12Ayni çizgiye bağlı olarak 1976 yılında Almanya’da yayın hayatına başlayan “Geo” dergisi de 1,5 milyonun üzerindeki tirajı ile 5 ülkede izlenmektedir.
Yukarıda belirlenen nitelikler çerçevesinde Türkiye’ye baktığımızda 1993 yılına kadar herhangi bir magazine rastlamıyoruz. Yalnız burada bir parantez alarak, 1952’de Resimli Hayat, 1956’dan sonra da Hayat Mecmuası olarak haftalık yayınlanan magazini hatırlamalıyız. Güncel konuların yanında foto-röportajlara, bezi yazılarına ve ek’lere yer veren yayında Ara Güler, Ozan Sağdıç, İnal Tengizman’nın yanı sıra ilk kadın fotoğrafçı ve gezginlerimiz Yıldız Moran ve Semiha Es’in fotoğrafları da yer almıştır. Kuşe kağıda özenli baskısı ile dergi 1970’lere kadar yayın hayatini sürdürmüştür.
1993 yılında Gezi-Traveller, Focus ve Atlas dercileri ard arda yayın hayatına başladı. Gezi-Traveller dergisi fotoğraf ve konularının bir kısmını National Geographic’den temin ederken, Focus dergisi zamanla içerik değişimine uğradı. Atlas ise “gezi ve turizm dergisi” olarak net çizdiği sınırlarını koruyup geliştirerek yayınına devam etmektedir. Türkiye coğrafyasını ve kültürel mozaiğini içeren foto-röportajlar, turizm ve yol haritalan, hayvan ve flora zenginliğinin saptanarak belgelenmesi, turizm merkezlerinin yanı sıra otantik yapısını koruyan yörelerimiz de dergide yerini almaktadır. Türkiye zenginliği ile dünyanın ilginç tarihi, sosyal yaşamını ve doğal güzelliklerini bir araya getiren Atlas, doğa sporlarının, alternatif tatil bilincinin ve ekoloji kavramının yaygınlaşmasında da önemli bir role sahiptir. içeriğinde yazıdan çok fotoğrafın yoğun ve bilinçli kullanımı derginin güncelliğini korumasındaki en etkin öğedir. Yayına ilk başladığından beri derginin fotoğraf kadrosunda yer alan Ali Murat Atay, Süha Derbent, Cemal Gülas, İzzet Keribar, Cüneyt Oğuztuzün, Mehmet Yasin, Fatih Özenbaş, Mehmet Biber, Kemal Nuraydın v.d. yanı sıra her sayıda röportaj ve fotoğraflan ile katkıda bulunanlar sayesinde çeşitlilik ve canlılık sürdürülmektedir. Fotoğrafa ait teknik, kompozisyon bileğileri ile kişisel deneyimlerden edinilen birikimlerin aktarıldığı Fotoğraf sayfasında – ilk sayılarda Kemal Nuraydın tarafından hazırlanıyordu- pek çok kişinin fotoğrafa olan ilcisini yönlendirmiştir. Ayrıca Atlas’ın ilk yılından itibaren düzenlenen Atlas Gezi Fotoğraf Yarışması’na fotoğrafa yeni solukların katılımını sağlamaktadır. 1996 yılı Ocak ayında Atlas Internet aracılığı ile dünyaya açılmıştır. Televizyonda yayınlanan Atlas Voyager belgesel kuşağının yanı sıra yayınladığı fotoğraf albümleri ile de Türkiye’de fotoğrafın gelişmesine ve yaygınlaşmasında aktif bir role sahiptir.İzlediğimiz örneklerden hareketle gezi fotoğrafı olarak adlandırılan ve gezi dergileri ve benzeri yayınlarda değerlendirilen fotoğraf türünün özelliklerini belirleyebiliriz:

1- Fotoğrafın teknik özellikleri optimum düzeyde değerlendirilir.

2- Fotoğrafik kompozisyon mükenmmelliyetçidir.

3- Fotoğrafın varolan gösterme ve tanımlama özelliği ön plandadır.

4- Fotoğraflar metinle desteklenmeye açıktır.

5- Gezi fotoğrafı bütünlüğü içinde Landscape, Citiscape, belgesel türleri iç içe geçmiştir.

6- Fotoğraflarda doğayı değiştirmek ve eleştirmek değil, onun gülselliğini üst düzeyde ortaya çıkartmak hedeflenir.

7- Gezi fotoğraflarının oluşumu öncesindeki teknik hazırlık aşamasında entelektüel ve fiziksel mücadele de gizlidir.

8- Fotoğraflarda fotoğrafçının bireysel dışavurumları söz konusu değildir.

9- Gezi fotoğraflarının sunum kriterleri yer aldığı yayının politikası ve editörünün bakış açısı ile şekillenir.

10- Fotoğrafla hikaye oluşturma, konuya hakimiyet, dolu çerçeve gezi fotoğraflarında ana öğeyi oluştururken bağlam dişilik ve sözcüklerden uzak olma nitelikleri geri plandadır.

Sonuç olarak günümüz fotoğraf ortamına katılan yapay gerçeklik ve dijital kayıt olanaklarıyla daha da zenginleşen estetik ifade boyutları arasında gezi fotoğrafları, bir tür olarak estetik ve biçim özelliklerini koruyarak varlığını sürdürmektedir.

DiPNOTLAR

1 – John and Barbara London: Photography, Harper Collins Yay., New York, 1989, s:354

2 – Bazin, Andre: Çağdaş Sinemanın Sorunları, Bilği Yay., Ikinci Basım,Mart 1995 İstanbul, Çev:Nijat Özön, s:37

3 – Jean Claude Lemagne, Andre Rouille: A History of Photography, Social and Culturel Perspectives, Cambridge Un. Press, USA, 1987, ş54-55

4 – Ertan, Güler: Fotoğraf Terimleri Sözlüğü, Aft Yay., Istanbul, 1994, şf: 15

5 – Jean Claude Lemagne, Andre Rouille: a.g.y. sf:56

6 – Sergi kataloğu. Pioneers of Landscape Photography, Stadtische Galerie im Stadelschen Kunstinstitut Graphische Sammlung, Frankfurt, 02-10/07-11, 1993, Germany

7 – Frizot, Michel: A New History of Photography, Könemann, Printed in Italy, 1998

8 – Ragö, Michele: Nadar, Quando Ero Fotografo, Riuniti Yay., Roma, 1982

9 – Boubat, Eduard: Fotoğraf Sanati, İnkilap ve Aka Yay., Istanbul, 1984, Cev. Nejat Ozcan,

10 – Refo Fotoğraf Sanati dergisi, Sayi 3, sayfa 32

11 – Chiarmonte, Giovanni: “Landscape Towards Infinity”, History of Photography,  Volume24, No:3, Autunım 2000, U.K., ş 217-222

12 – Odyssey, The Art of Photography at National Geographic, Thomasson-Grand Pup.USA, 1988

13 – Ian, Jeffrey, Magnum Landscape, Phadion, 1996

14 – Cizgen, Engin: Turkiye’de Fotoğraf, İletisim Yay., istanbul, 1992